One Piece: Hasır Şapka Korsanlarının Temel Bilgileri

TheGenzo

Hasır Şapka Korsanları, One Piece’in en tuhaf ve en eğlenceli korsan tayfasıdır işte bu tayfa hakkında bilmek istebileceğiniz her şey…

 

Eiichiro Oda’nın yazıp çizdiği One Piece mangası 1997’den beri yayınlanmakta ve o zamandan beri Shonen Jump’ın temelini oluşturmakta. 1000’den fazla anime bölümü ve 100 ciltten oluşan korsan temalı bu hikaye, kültürel bir fenomenden başka bir şey değil ve tüm zamanların en iyilerinden biri olarak şimdiden yerini sağlamlaştırıldı.

Unutulmaz dövüşler, muhteşem sanatlar, kapsamlı dünya inşası veya yoğun dramadan yoksun olmasa da One Piece’in başarısı büyük ölçüde sevimli karakterlerine atfedilebilir.

One Piece te Hasır Şapka korsanlarının ikonik olmasının bir nedeni var elbette. İnsanlar onlarca yıldır Luffy, Zoro, Sanji, Nami, Usopp, Chopper, Robin, Franky, Brook ve son olarak Jinbe’yi yıllardır izliyorlar, o kadar ki bu karakterlerle aralarında artık ailedenmiş gibi bir his taşıyor fanlar. Sonuç olarak hayranlar kendilerini bu tayfa üyeleri hakkında daha fazla bilgi edinmek isterken bulabiliyorlar. One Piece  karakterleri kaç yaşında? Sanji’nin boyu ne kadar? Zoro’nun göğüs çevresi ne kadar? (110 cm Lady Tsunade’den büyük…)

Sanji (Aşçı)

  • İlk Bölüm: Ünlü Aşçı! Deniz Restoranı’ndan Sanji! (Bölüm 20)
  • Şeytan Meyvesi: Yok
  • Mevcut Ödül: 1.032 Milyar Belly
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (Japonca): Hiroaki Hirata
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (İngilizce): Eric Vale
  • Doğum Günü: 2 Mart
  • Yaş (Time Skip Öncesi/Sonrası): 19/21
  • Boyu(Time Skip Öncesi/Sonrası): 177cm/180cm

İlk olarak biz izleyicilere Baratie Arc’ta tanıtılan Vinsmoke Sanji, savaşta kendine hakim olmaktan çok daha fazlasını yapabilenin yanı sıra muazzam usta bir şeftir. Tipik olarak her zaman şık takım elbiseler giyer. Hasır Şapkalar’ın aşçısı, gerçekte olduğundan daha yaşlı görünüyor, ancak bir kadının yanındayken olgunlaşmamışlığı ön plana çıkıyor. Zoro ile sık sık sahte dövüşlerde ortaya çıkan küçük bir rekabeti olsa da Sanji, taydadaki arkadaşları uğruna kendini tehlikeye atmaya istekli,cesur,gözüpek,havalı ve yeteneklidir.

 

Zoro (Kılıç Ustası)

  • İlk Bölüm: Ben Luffy’yim! Korsanların Kralı Olacak Adam! (Bölüm 1)
  • Şeytan Meyvesi: Yok
  • Mevcut Ödül: 1.111 Milyar Belly
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (Japonca): Kazuya Nakai
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (İngilizce): Christopher R. Sabat
  • Doğum Günü: 11 Kasım
  • Yaş (Time Skip Öncesi/Sonrası): 19/21
  • Boyu(Time Skip Öncesi/Sonrası): 178cm/181cm
 

Roronoa Zoro, Luffy’nin güvenebileceği sağ koludur ve bir sonraki büyük savaşını ararken, Hasır Şapka Korsanları’nın uzun ömürlülüğü için her zaman en iyi olanı yapar. Zoro ilginç bir şekilde, Luffy’ye kıyaslandığında daha dengeli ve aklı başında bir kafaya sahip.  

 

Zoro savaşta çok gaddardır , Nico Robin dışında muhtemelen Hasır Şapkalar arasında en gaddar olan olabilir. Talimat vermek veya takip etmekle pek ilgisi olmasada çoğu alanda güvenilir (yol bulma tarif etme konuları hariç) olan Zoro, Kuma’nın Thriller Bark arc ında  ortaya çıkması gibi en zorlu durumlarda her zaman bir adım öne çıkıyor ve sahne ışıkları kendi üstüne çekmekten çekinmiyor…

Nami (Yön Bulucu)

  • İlk Bölüm: Ben Luffy’yim! Korsanların Kralı Olacak Adam! (Bölüm 1)
  • Şeytan Meyvesi: Yok
  • Mevcut Ödül: 366 Milyon Belly
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (Japonca): Akemi Okamura
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (İngilizce): Luci Christian
  • Doğum Günü: 3 Temmuz
  • Yaş (Time Skip Öncesi/Sonrası): 18/20
  • Boyu(Time Skip Öncesi/Sonrası): 169cm/170cm
 
 

Nami, Hasır Şapkalar’ın Zorodan sonra en iyi  yön göstericisi ve saymanıdır, ancak yeri geldiğinde başka roller de üstlenmektedir. One Piece’teki çoğu kadın gibi Nami de oldukça uzun,ince belli ve güzel bir fiziğe sahip. Luffy’den biraz daha büyük olmasına rağmen Nami ara sıra onun için olgun kardeş rolünü üstlenmekten çekinmiyor…

Kesinlikle açgözlü ve acımasız olabilir ama konu zayıfları korumaya gelince, hayatını tehlikeye atan ilk kişi odur.

 

Nico Robin (Arkeolog)

  • İlk Bölüm: Prenses Vivi’yi Teslim Edin! Luffy Korsanları Yelken Açıyor! (Bölüm 67)
  • Şeytan Meyvesi: Hana Hana No Mi
  • Mevcut Ödül: 930 Milyon Belly
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (Japonca): Yuriko Yamaguchi
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (İngilizce): Stephanie Young
  • Doğum Günü: 6 Şubat
  • Yaş (Time Skip Öncesi/Sonrası): 28/30
  • Boyu(Time Skip Öncesi/Sonrası): 188cm/188cm
 
 

Nico Robin, “sevimli şeylere” (Chopper gibi…) aşık olan havalı, sexy ve kendine hakim aklı başında bir Hasır Şapkadır. Mürettebata katıldığında Robin, mesafesini koruyan gizemli bir figürdü; bu karar onun trajik geçmişinden kaynaklanıyordu .

 

Kişiliğini tespit etmek başlangıçta zor olsa da Enies Lobby olayından sonra Robin’in gerçek doğası ortaya çıkıyor. O zamandan beri Robin, Luffy ve Hasır Şapkalar’a olan bağlılığından asla vazgeçmedi ve bu bağlılık, her geçen chapterda daha da güçleniyor gibi görünüyor. Arkadaşlarını koruyabilmek için….

Brook (Müzisyen)

  • İlk Bölüm: Sisin İçinde Yüzen Gizemli İskelet! Şeytan Denizine Girin! (Bölüm 337)
  • Şeytan Meyvesi: Hana Hana Yomi Yomi no Mi
  • Mevcut Ödül: 383 Milyon Belly
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (Japonca): Cho
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (İngilizce): Ian Sinclair
  • Doğum Günü: 3 Nisan
  • Yaş (Time Skip Öncesi/Sonrası): 88/90
  • Boyu(Time Skip Öncesi/Sonrası): 266cm/277cm
 
 

      Brook, teknik olarak 38 yaşında yaşlanmayı durdurmuş olsa da, diğer Hasır Şapka tayfasından çok daha uzun süredir ortalıkta dolaşıyor. Aslen Rumbar Korsanları’nın bir üyesi olan müzisyen Brook, ekibiyle birlikte öldürüldü; ancak Şeytan Meyvesi onun bir iskelet olarak geri dönmesini sağladı. Brook kabaca 50 yılını tek başına geçirdi, ancak Luffy ile karşılaştığında izolasyonunu kırdı ve yanlızlığına son verdi…

 

Tony Tony Chopper (Doktor)

  • İlk Bölüm: Mutlu musun? Doktor Cadı Dedi! (Bölüm 81)
  • Şeytan Meyvesi: Hito Hito no Mi
  • Mevcut Ödül: 1.000 Belly
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (Japonca): Ikue Otani
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (İngilizce): Brina Palencia
  • Doğum Günü: 24 Aralık
  • Yaş (Time Skip Öncesi/Sonrası): 15/17
  • Boyu(Time Skip Öncesi/Sonrası): 90cm/90cm
 

    Chopper en genç Hasır Şapka tayfası üyesidir ve periyodik olarak bu şekilde muamele görmektedir. Chopper’ın Robin ve Zoro gibi karakterler tarafından bir  bebek gibi muamele görmesi alışılmadık bir durum değil . Doğum günü 24 Aralık Noel Arifesi, bu da geldiği soğuk iklimi ve aslında bir ren geyiği olduğu gerçeğini yansıtıyor.

Franky (Gemi Mühendisi)

  • İlk Bölüm: Korsan Kaçırma Olayı! Sadece Sonunu Bekleyen Bir Korsan Gemisi! (Bölüm 233)
  • Şeytan Meyvesi: Yok
  • Mevcut Ödül: 394 Milyon Belly
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (Japonca): Kazuki Yao
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (İngilizce):  Patrick Seitz
  • Doğum Günü: 9 Mart
  • Yaş (Time Skip Öncesi/Sonrası): 34/36
  • Boyu(Time Skip Öncesi/Sonrası): 225cm/740cm
 
 

    Water 7 yayında tanıtılan Franky, başlangıçta Hasır Şapkaların düşmanı olarak görev yaptı ve bu pozisyonda oldukça eğlenceliydi. Hatta karayla çevrili olmasına rağmen kendi mürettebatı bile vardı (ve Usopp’un aksine gerçek bir mürettebatı da vardı). Hasır Şapkalar’a gemi yapımcısı olarak katılan Franky, Thousand Sunny’nin ayakta kalmasını garanti etmede çok önemli bir rol oynuyor.

Jinbe (Dümenci)

  • İlk Bölüm: A Warlord in Prison! Jimbei, the Honorable Pirate! (Episode 430)
  • Şeytan Meyvesi: Yok
  • Mevcut Ödül: 1,100 Milyar Belly
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (Japonca): Katsuhisa Hoki
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (İngilizce): Daniel Baugh
  • Doğum Günü: 2 Nisan
  • Yaş (Time Skip Öncesi/Sonrası): 44/46
  • Boyu(Time Skip Öncesi/Sonrası): 301cm/301cm
 

Jinbe, korsanların Altın Çağı’nda yaşayan Hasır Şapkalar’ın en yeni üyesidir. Aynı zamanda Güneş Korsanları’na da liderlik etti ve temelde Balıkadam yeraltı dünyasının kralı olarak hareket etti. Bu nedenle 46 yaşında olup diğer Hasır Şapkalardan daha yaşlıdır.

Ussop (Her işe bakıyor...)

  • İlk Bölüm: Sisin İçinde Yüzen Gizemli İskelet! Şeytan Denizine Girin! (Bölüm 337)
  • Şeytan Meyvesi: Yok
  • Mevcut Ödül: 500 Milyon Belly
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (Japonca): Kappei Yamaguchi
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (İngilizce): Sonny Strait
  • Doğum Günü: 1 Nisan
  • Yaş (Time Skip Öncesi/Sonrası): 17/19
  • Boyu(Time Skip Öncesi/Sonrası): 174cm/176cm
 

    Hasır Şapkalar’ın her işe bakan keskin nişancısı KAPTAN GOD Usopp, kaptanı Luffy e  benzer bir kişiliğe sahiptir; çünkü her iki karakter de enerjiktir, aptal hareketlere yatkındır, inatçıdır ve iyi bir macerayı severler. Ancak Luffy’den farklı olarak Usopp, mürettebat arkadaşları tarafından ciddiye alınmayan bir kişidir, trajik bir hastalıkla kendini gösteren ölümlülüğünün her zaman acı verici bir şekilde farkındadır.Her hareketinde sadece sıradan bir insan olduğunu hatırlatır kendine…

     Bir dereceye kadar hala kenine güvensiz olmasına rağmen Usopp, yıllar geçtikçe daha da cesurlaştı kesinlikle. Diğer Hasır Şapkalar kadar zorluklardan o da  geçmiştir ve genellikle  düşman mürettebatın en güçlü düşmanlarıyla karşı karşıya gelmese de, Usopp ağır sıkletlerden payına düşeni almıştır.

 

Monkey D. Luffy (Kaptan)

  • İlk Bölüm: Ben Luffy’yim! Korsanların Kralı Olacak Adam! (Bölüm 1)
  • Şeytan Meyvesi: Gomu Gomu no Mi/Hito Hito no Mi, Model: Nika
  • Mevcut Ödül: 3 Milyar Belly
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (Japonca): Mayumi Tanaka
  • Anime Seslendirme Sanatçısı (İngilizce): Ian Sinclair
  • Doğum Günü: 5 Mayıs
  • Yaş (Time Skip Öncesi/Sonrası): 17/19
  • Boyu(Time Skip Öncesi/Sonrası): 172cm/174cm
 

   Maceraya karşı bastırılamaz bir susuzlukla hareket eden Luffy, Şafak Adası’ndan elinde hasır şapka, Jolly Roger ve görünüşte zayıf bir şeytan meyvesi dışında yanında çok az şeyle ayrıldı .

    Duruma göre Luffy ya çok zeki ya da tam bir aptal olarak karşımıza çıkabilir ama işin özünde Luffy i diğer ana karakterlerden  ayıran en önemli unsur onun daha hikayenin başında bir adam olmasıydı. Diğer animeler de genellikle bir oğlanın bir adama dönüşmesi, karakter gelişimi anlatılırken one piece te Luffy’nin bir Adamdan bir EFSANE ye dönüşme karakter gelişimini izliyoruz….

 
Umarım blog yazımı beğenmişsinizdir 🙂
Hidayet O.
Blog Yazarı

Avatar:Last Air Bender – En İyi 7 Düşman Sıralaması

TheGenzo

Avatar serisindeki kötü adamlar dizinin en öne çıkan unsurlardan biri. İşte en iyi yazılmış 5 Kötü karakter…

2000’lerin başında Nickelodeon, Avatar: Son Hava Bükücü’yü fantastik tür dünyasına tanıttı ve Avatar Aang’ın dört farklı unsurda ustalaşması ve Ateş Ulusu’nun zulmüne son vermesi gereken bükme temelli bir dünyayı ortaya çıkardı.

Avatar serisi, dizinin destansı dövüşlerinden, komedi sahnelerinden, ilginç karakter dizisinden ve muhteşem olay örgüsünden kaynaklanan yeniden izlenme değeri nedeniyle hayranlar arasında popüler olmaya devam ediyor. Ancak Avatar’ın ana özelliklerinden biri, farklı hedeflere ve tavırlara sahip kötü adamlardır. Bu yüzden Avatar’daki en iyi kötüleri ideallerine, düşünce süreçlerine ve hikayeyi ne kadar iyi etkilediklerine göre sıralayacağız.

 

İntikamcı Jet

Son Hava Bükücü serisindeki Özgürlük Savaşçıları mülteci grubu (Ümit Özdağ duymasın)lideri olarak kısa ama uzun süreli görevinde Jet, Aang ve arkadaşlarına yeni bir düşmanlık soluğu sağladı. Çocukken öksüz kalan Jet, büyüdükçe Ateş Ulusu’na karşı derin bir nefret besleyen, masum sivillerin hayatları pahasına bile intikamını almak için her yolu deneyen intikamcı bir kanunsuz haline gelir.

 

Avatar Takımına ihanet ettikten sonra bu özelliği inkar edilemez hale geldi. Görünürde yeni bir sayfa açmış gibi görünse bile Jet, ne yazık ki bir kez daha Avatar Takımının Ba Sing Se’de geçmesine engel oluyor ve bu karşılaşma ne yazık ki Long Feng’in elinde ölümüne yol açıyor….

Komutan Zhao

Zhao, Son Hava Bükücü serisinin ilk sezonunda Ateş Ulusu Donanması’nın aşırı hırslı bir komutanı ve lideriydi ve yetenekleri onun ileri hareketlerini haklı çıkarıyordu. Beyaz Lotus’tan Jeong Jeong’un vesayeti altında ateş bükme konusundaki ustalığı nedeniyle Zhao, o zamanlar Ateş Ulusu’ndaki en güçlü adamlardandı. Zhao, Son Hava Bükücü’nün ilk sezonunun büyük bölümünde ana düşman olan Ateş Lordu’na olan değerini ve sadakatini kanıtlamak için Avatar’ın yakalanmasını üstlendi ve onu sürgündeki Prens Zuko’nun takdir edilmeyen rakibi haline getirdi.

 

Avatarı avlama konusunda aceleci ve düşüncesiz olan Zhao, Kuzey Su Kabilesi’ni kuşatmasının ardından Ay Ruhu’nun ölümünden sorumluydu. Onun eylemi, Aang’in Ateş Ulusu’nun donanma filosuna saygısızlık etmesine ve sonuçta Okyanus Ruhu tarafından Ruhlar Dünyasındaki Kayıp Ruhlar Sisi’ne mahkum edilmesine yol açtı.

Yüz Hırsızı Koh

Yüz Hırsızı olarak da bilinen Koh, Ruh Dünyasının en kadim ve bilgili ruhlarından biriydi . İlk kez Avatar Aang, Roku ile birlikte Koh’un inine gittiğinde ortaya çıktı. O, çıyan benzeri bir vücuda sahip, huzurunda duygu gösteren herkesin yüzünü çalmaktan keyif alan kötü niyetli bir ruhtu. Gücünün en dehşet verici yanı, başka bir varlığın yüzünü yakalamanın onları öldürmemesi, bunun yerine onları uzun yıllar boyunca “yaşamla ölüm arasında bir yerde” hapsetmesiydi. Gerçekten en iyi yazılmış karakter olmasa da en dehşet verici karakterlerin başında yer alıyor…

 

Kan Bükücü Hama

Avatarları bile dehşete düşüren ölümcül kan bükme tekniğinin yaratıcısı, küçük köyünde gelişen bir su kabilesi kızı olarak işe başladı. Hama’nın kötü doğası, Ateş Ulusu’nun askerleri tarafından hapsedilmesinden kaynaklanıyordu. Kabile üyeleriyle birlikte yakalanan Hama, hapishane hücrelerindeki farelerin üzerinde deniyerek mükemmelleştirdiği yeni bir su bükme alt sanatı yaratarak kaçış yolunu oluşturdu.

Güçlü bükme tekniğini uygulayıp mükemmelleştirdikten sonra hapishaneden kaçtı ve Ateş Ulusu’nun masum vatandaşlarının kabusu haline geldi . Kan bükmeyi kullanarak masum vatandaşları kontrol altına aldı ve Ateş Ulusu’nun kendisine ve ölen kardeşlerine karşı işlediği eylemlerden dolayı onları rehin tuttu. Hama kısaca tanıtılmış olsa da hikayesi üzücüydü ve acı çekmenin birinin kişiliğini ve ideallerini nasıl değiştirebileceğini ortaya koyuyordu seride.

Hırslı Prens Zuko

Öfkeli,genç, sürgündeki ateşbükücü Zuko, pek çok açıdan diğer kötü adamlara benzemiyordu. Her şeyden çok babasının sevgisini kazanmayı ve Ateş Ulusu’nun Veliaht Prensi olarak onurunu geri kazanmayı arzuluyordu. Avatar’ı bulmak için üç yıl harcadı ve bu da onu Aang’ın en inatçı düşmanlarından biri yaptı.

 

Zuko’nun birbiriyle çelişen pek çok özelliği , tutumu ve eylemi vardı. Dizinin ilerleyen bölümlerinde, pek çok iç çatışmanın ardından, onurunu yalnızca kendisinin geri kazanabileceğini fark eder. Serideki en büyük kurtuluş hikayelerinden birini gerçekleştiren Avatar Takımına katılarak babasının baskıcı diktatörlüğüne karşı çıkmaya karar verir.

 

Ateş Lordu Ozai

Ozai , Avatar: Son Hava Bükücü’nün baş düşmanıydı ve Aang’ın bastırdığı en zorlu rakiplerden biriydi. Ateş Lordu Ozai’nin dünya hakimiyetine olan açgözlülüğünün, Ateş Ulusu’nun daha kendisi doğmadan önce bile Dört Ulus’u yönetme konusundaki uzun süredir devam eden arzusundan kaynaklandığı varsayılabilir. Ancak güce olan açlığına rağmen Ozai, bir baba olarak da korkunç özellikler sergiledi. Dünyanın en kötü babasıda olabilir…

 

Kötü ebeveynliğinin kanıtı , kız kardeşi Azula gibi ateş bükme yeteneğinin olmaması nedeniyle küçümsediği oğlu Zuko’ydu . Zuko henüz gençken Ozai oğlunun yüzünü yaktı, yüzünde kalıcı bir yara izi oluştu ve ikisi arasında kalıcı bir çatlak oluştu. İdeal kötü adam formülünü tamamlamak için müthiş bir gücün dahil edilmesi gerekir. Ozai, ustaca ve inanılmaz ateş bükme becerisiyle bu kötü adam özelliğini mükemmel bir şekilde temsil ediyor.

 

Azula

Ateş Lordu Ozai’nin kızı ve Prens Zuko’nun kız kardeşi Azula, Avatar Serisindeki en iyi, iyi yazılmış kötü karakterlerden biridir. Küçük yaşlardan itibaren mavi renkli alevleriyle bükülme konusunda yüksek bir yetenek sergiledi. Mavi alevler kırmızı alevlerden daha sıcak olduğundan Azula’nın sahip olduğu bu nadir özellik, onun ateş bükücü olarak yadsınamaz yeteneğinin sinyalini veriyordu.

Azula, çocukluğundan beri kan kardeşini manipüle etmenin yollarını bulan Zuko için her zaman baş belasıydı. Ancak Azula, Zuko için bir tehditse, o zaman Aang ve grubu için umutsuzluğun habercisiydi. Aang’i Dünya Krallığı’nda acımasızca kovaladıktan sonra, Aang Avatar Durumundayken ona yıldırımla çarptı , neredeyse Avatar’ı öldürüyordu ve onun ne kadar soğuk kalpli olabileceğini ortaya çıkardı. Yine de Azula’nın kardeşini sakatlamak için Katara’ya yıldırımla saldırmaya çalışmasının ardından ne kadar kötü niyetli olabileceğini Avatar: Son Hava Bükücü’nün sonuna kadar görmedik .

Muhtemelen Azula, Avatar grubu için Firelord’dan bile daha büyük bir tehdit oluşturuyordu ve bu manyağın merkezinde olduğu sürekli savaşlar, diziyi hayranların favorisi haline getirdi.

Umarım blog yazımı beğenmişsinizdir 🙂
Hidayet O.
Blog Yazarı

One Piece: Her Korsan Çağının En Güçlü Korsanı

TheGenzo

Bu korsanlar kendi zamanlarında okyanusları domine etmiş ve en güçlü korsanlar olarak anılıp denizlere korku salmıştır…

One Piece Evreni, Korsan Kralı Gold Roger tarafından başlatılan Büyük Korsan Çağı’nın sayesinde son yıllarda bir korsan akınına tanık oldu. İnsanların denizlere akmaya başlaması ve efsanevi hazine One Piece’i aramak için birbirleriyle mücadele etmesiyle devam etti. Ancak korsanlar One Piece dünyasında her zaman var olmuş ve farklı dönemlere damgasını vurmuşlardır.

Aslında şimdiye kadar yaşamış en güçlü korsanlardan bazıları, One Piece animesinde anlatılan zaman  dilimine bile ait değil ve bu, bu güçlü figürlerin zamanın başlangıcından beri okyanuslara damgasını vurduğunu gösteriyor.

Monkey D. Luffy

Yeni Çağ

Yeni korsanlık çağında en güçlü korsan kesinlikle Luffy’dir(Zaten adam başrol). Luffy yakın zamanda korsanlar kralı olma yolculuğuna çıktı ve sadece 2 yıl içinde büyük bir güç elde etti ve inanılmaz yüksek bir seviyeye yükseldi. Luffy’nin Hasır Şapka Korsanları adlı mürettebatı oldukça sadık bir mürettebatı vardır ve onlarla birlikte önce Doğu Mavisi’ni, sonra da Grand Line’ın Cennet yarısını fethetmiştir.Şu an Yeni Dünya’da Luffy büyük ölçüde mücadele etti ancak karşılaştığı zorluklar onu kesinlikle caydıramadı hedefinden.

Şimdiye kadar var olan en güçlü korsanlardan biri olarak zirveye yükseldi. Luffy, Wano’da Kaido’yu yendi ve Denizlerin yeni Dört İmparatoru’ndan biri oldu. Nika olarak onun güçleri, herkesin savaşması için son derece tehlikelidir ve bunlar yalnızca onun hayal gücüyle sınırlıdır. Her ne kadar Luffy henüz korsan olarak zirveye ulaşmamış olsa da hâlâ yeni neslin en güçlüsü sayılacak kadar güce sahip.

 
 

Whitebeard Edward Newgate

Büyük Korsan Çağından Sonra

Roger’ın başlattığı Büyük Korsan Çağı’nda var olan en güçlü korsan hiç şüphesiz Beyazsakal’dı. Beyazsakal bir zamanlar Roger’ın rakibiydi ve her ikisinin de en iyi dönemlerindeyken bu efsanevi korsanla boy ölçüşebilecek tek korsan kesinlikle oydu. Beyazsakal, Gura Gura no Mi’nin gücüyle depremlere neden olabilir,Sismik sarsıntılar yaratabilir ve adaları batırabileceği gibi, onları tsunamilere de sürükleyebilir.Gerçekten inanılmaz bir adamdı…

Beyazsakal’ın da inanılmaz derecede güçlü bir Haki’si ve Şeytan meyvesi vardı ve o kesinlikle bu çağın en güçlüsüydü, diğer Yonkolarla karşılaştırıldığında farklı bir ligde yer alıyordu.Onun diğer yonkolardan daha güçlü olduğunu anlamak için Luffy vs Bigmom ve Kaido savaşına bakabilirsiniz; Sizce yeni uyanmış Gear5 Luffy karşısında Prime BeyazSakal olsaydı onunla ip atlayıp kolaylıkla eğlenebilir miydi o savaşta…  Sonlara doğru yaşlanmış olsa da Beyazsakal hala bir tehditti ve hayranlar bunu Marineford savaşında gördü. Büyük Korsan Çağı’nın, yani en azından yeni çağ başlayana kadar şüphesiz en güçlü korsanıydı.

 

Gol D. Roger

Büyük Korsan Çağından Önce

Büyük Korsan Çağı’ndan önce en güçlü korsan şüphesiz Roger’ın ta kendisiydi. Bu dönem özellikle büyük korsanlık çağından kısa bir süre önceki dönemi ifade eder. Bu süre zarfında Roger en iyi zamanlarındaydı, ancak yavaş yavaş bir hastalık tarafından perişan ediliyordu. Onun gerçek gücünün hayranlara hiçbir zaman tam anlamıyla açıklanmadığı ve hastalıkla bile etraftaki en güçlü korsanlardan biri olduğu varsayılabilir. Savaşta ona rakip olabilecek tek korsan Beyazsakal’dı ve o bile Roger’ın hasta olmasına rağmen onu yenememişti.

Roger’ın Şeytan Meyvesi olmayabilirdi ama Hakisinin gücüne güveniyordu. Haki’si o kadar güçlüydü ki, üzerinde Şeytan Meyvesi olmasına rağmen Beyazsakal bile onu yenemezdi. Roger sonunda kendini Donanmaya teslim etti ve ölmeden önce Büyük Korsanlar Çağı’nı başlattı.

Rocks D. Xebec

40 Yıl Önce

Roger’ın ölümünden onlarca yıl önce denizlerdeki en güçlü korsan Rocks’tan başkası değildi. Hayranlar korsan Rocks hakkında çok az şey biliyor ancak onun yaklaşık 40 yıl önce tüm denizlere hükmedecek kadar güçlü olduğu biliniyor. Öyle bir güçtü ki, Dünya Hükümeti bile ondan biraz çekinmişti.

 

     Muhtemel Ölümü 38 yıl önce Tanrı Vadisi olarak bilinen bir adada yaşandı . Orada Roger ve Garp, Kaptan Rocks’ı ezmek için güçlerini birleştirdiler ve geri kalanlar dağılıp kendi korsan ekiplerini kurdular, efsaneler haline geldiler ve kendi hikayelerini oluşturdular.

 
 

Joyboy

800 Yıl Önce/Kayıp Yüzyıl

Korsan olduğu açıkça doğrulanmasa da Joyboy’un da korsan olması kuvvetle muhtemel. One Piece dünyasında 900 ila 800 yıl arasında Joyboy muhtemelen yaşayan en güçlü korsandı. Nika’nınki olan Luffy ile aynı güçlere sahip olan efsanevi bir figürdü . Luffy zirveye ulaştığında muhtemelen Joyboy ile aynı seviyeye ulaşacaktır. Bu süre zarfında Joyboy, Antik Krallık’ta önemli bir figürdü ve muhtemelen 20 Kralın birleşik güçlerine karşı savaşı yönetti. Ve İmuya karşı savaştı….

Maalesef bu savaşı kaybetti ama kesinlikle olağanüstü bir şahsiyetti, öyle ki efsaneleri yüzyıllar sonra bile günümüze kadar aktarılmıştır. Pek çok köle, Kurtuluş Savaşçısı ve neşe ve gülümsemelerin getiricisi olarak Nika’ya dua eder.

 
Umarım blog yazımı beğenmişsinizdir 🙂 Eğer sizin aklınıza bu listeye girebicek zamanına göre çok güçlü olan korsanlar varsa aşağıdaki yorumlar kısmına yazarsanız sevinirim...
Hidayet O.
Blog Yazarı

Boruto: Kurama Nasıl Hayatta Kaldı?

TheGenzo

Kurama Boruto Two Blue Vortex’te bu şekilde hayatta kalmayı başardı….

Boruto: Two Blue Vortex, bu ay ki bölümle hayranlarını bir kez daha şaşkına çevirdi ve daha önce serinin ilk partında öldürülen ve sevilen bir karakter olan Kurama’nın artık resmen geri dönmesiyle kesinlikle bir kesim için heyecanı tavan yaptı. Hayranlar bir süredir Kurama’nın geri dönüşü hakkında teoriler geliştiriyordu ve bu nihayet bu ayki bölümde dokuz kuyruklu canavarın Himawari Uzumaki’nin içine geri dönmesiyle gerçekleşti.

Elbette bu, dünya çapındaki tüm Boruto hayranları için, özellikle de yıllar içinde Kurama’yı derinden seven ve önemseyen eski Naruto hayranları için çok epik bir andı. Ancak Kurama’nın geriye bu muhteşem dönüşün nasıl mümkün olduğu konusunda pek çok soru cevapsız kaldı.

 

Kurama Himawari'nin İçinde Yeniden Doğdu

Kurama Boruto Tbv 9.Chapter da Geri Döndü….

Hayranların tahmin ettiği gibi Kurama gerçekten de Boruto’ya geri döndü. Boruto: Two Blue Vortex başlar başlamaz hayranlar hikayedeki pek çok şeyin artık değişmesi gerektiğini biliyordu. Kurama’yı şok etkisi için öldürmek kesinlikle cesur bir karardı, ancak hayran kitlesini bölecek bir karardı ki bu karar kamuoyunda çok büyük tepkilerde aldı. Ancak yazarların hayranlara büyük mutluluk getireceğini ve bu güzel hikayeyi okumaya devam etmelerini sağlayacağını kesinlikle bildikleri bir şey Kurama’yı geri getirmekti.

 

Siz değerli okuyucularımız ne düşünür bilmem ama ben Kurama’nın dönüşünü animelerdeki sexi büyük göğüslü anime kızlarıyla aynı seviyede görüyorum.Sonuç olarak ikiside genç erkeklerin fantezisine yönelik fan servis amacıyla yapılan okuyucuların ilgisini çekme harekettinden ibaret. Bir efsane olarak ölen bir karakteri geri getirip onun efsanesi yerlebir etmek gerçekten bence yakışı kalmayan bir durum.

Konumuza dönücek olursak Kurama TBV’nin 9. bölümünde resmi olarak geri getirdi mangaya. Bu, Jura ve Hidari’nin Konoha’ya zahmetsizce ellerini kollarını sallaya sallaya girmeleriyle doğrulandı. Naruto’nun çakrasının izini sürüyorlardı ve Dokuz Kuyruklu’nun Jinchuriki’si olduğuna inandıkları için Naruto Uzumaki’yi yemek istiyorlardı. Ancak izleri onları Himawari Uzumaki’den başkasına götürmedi. Orada Himawari’nin aslında Kurama’nın ev sahibi olduğu doğrulandı.

Boruto: Two Blue Vortex 9. bölümde hayranlar Himawari’nin içindeki Kurama’yı ilk kez doğru dürüst gördüler. Himawari, Jura ve Hidari’den alındıktan sonra , Team 10’un inanılmaz ekip çalışması sayesinde Himawari, sonunda onun içindeki varoluşun içsel düzlemine dair bir vizyona sahip oldu. Ancak Kurama sonunda (MALESEF) bebek formunda ortaya çıktı. Hayranların gördüğü Kurama, Naruto’nun içindeki Kurama’nın aynısı gibi görünüyor, ancak çok daha küçük(Kuramacık). Kurama, On Kuyruklu’nun onu hissettiğini söyledi ve canavarı tanıma konusunda daha önce Dördüncü Büyük Ninja Savaşı’ndan elde edilen bir deneyime sahip olduğunu ima etti. Kurama da hiç düşmanca görünmüyor. Himawari’ye onun kim olduğunu bilip bilmediğini sordu ve o da kesinlikle bildiğini söyledi.Zaten ben Naruto’nun çocuklarına nasıl olurda onca sene bakın bu benim dostum kurama diyip 2 3 dk kontrolü verip çocuklarıyla tanıştırmadı sohbet ettirmedi anlam veremiyorum malesef…

Kurama’nın Boruto’ya dönüşünün hikayede heyecan verici bir gelişme olduğunu söylemek yanlış olmaz. Hayranların kesinlikle sevdiği bir değişiklik. Ancak aynı zamanda hayranlar onun ilk etapta nasıl geri döndüğünü merak ediyor. Yeni başlayanlar için Kuyruklu Canavarların asla gerçekten ölmediği gerçeğini dikkate almak gerekiyor. Kuyruklu Canavar öldürülürse, çakra canavarları oldukları ve öldürülemeyecekleri için yeniden doğarlar. Bu nedenle ne zaman bir Jinchuriki öldürülse Kuyruklu Canavar da onunla birlikte ölür. Ancak daha sonra  yeniden ortaya çıkarlar. Bu hikayede birçok kez dile getirildi, özellikle Minato Rin ve hatta Dördüncü Raikage tarafından.

Ancak Kurama’nın durumu bu durumun aksine çok farklıydı. Bunun nedeni Kurama’nın çakrasının tamamının yanmış olmasıdır çünkü  Baryon mod onun chakrasını yeni bir enerji formu için hammadde olarak kullanılmıştır. Kuramanın  geriye çakrası kalmamıştı ve varoluştan tamamen silinmişti. Bu, Kurama’nın aslında varoluştan silindiği anlamına geliyordu, bu da onun daha sonra bir noktada yeniden doğamayacağı anlamına geliyordu.

Kurama’nın hayatta kalmasının tek yolu çakrasının özel olarak Himawari’ye aktarılmasıdır. Kurama’nın bunu mümkün kılmasının yalnızca iki yolu var. İlk yol,Naruto’nun Stratejik olarak Kurama’nın çakrasının bir parçasını bölüp yedek plan olarak Himawari’ye vermesidir. Kurama bilge bir karakter ve geri dönmenin bir yolu olduğundan emin olmak için bunu kesinlikle yapmış olabilir. Diğer yol ise hayranların yıllar içinde Naruto ile dnası ve chakrasının karıştığını bildiği Kurama çakrasının Himawari’ye geçmiş olmasıdır.

O andan itibaren bu çakra Kurama’nın küçük bir versiyonuyla sonuçlanmış olabilir. Ancak o zaman Boruto’nun neden bu çakraya sahip olmadığı veya kendi içinde de bir Kurama parçası olup olmadığı merak konusu olabilir. Ne olursa olsun, şu anda en mantıklı fikir Kurama’nın çakrasının Himawari’ye ya Kurama tarafından kasıtlı olarak ya da yanlışlıkla Naruto Uzumaki tarafından aktarılmış olmasıdır.

Umarım blog yazımı beğenmişsinizdir 🙂 Eğer sizin aklınıza Kuramanın nasıl dirilmiş olabilceği hakkında daha ilginç fikirler veya teoriler varsa aşağıdaki yorumlar kısmına yazarsanız sevinirim...
Hidayet O.
Blog Yazarı

Naruto: Boruto Uzumaki Naruto’dan Daha mı Güçlü?

TheGenzo

İkiside Çok Güçlü Ama Zirve Tek Kişiktir… Kim Zirvede Duruyor Boruto mu,Naruto Mu?

Tüm shonen serileri arasında Naruto , hikayesi ve aksiyonuyla gerçekten ön plana çıkıyor özelliklede genç erkek çocukları arasında. Naruto ana karakter olarak bizlere hizmet ederken, dostluğun ve asla pes etmemenin önemini bize yansıtıyor. Dizi başladığında pek yetenekli olmayan ümitsiz bir vakaydı ama sonunda 7. Hokage oldu ve tarihin en güçlü ninjalarından biri oldu.

Güç söz konusu olduğunda Naruto kesinlikle tüm serideki en güçlü bireylerden biridirki bana sorarsanız seri sonuna geldiğimizde en güçlü karakterdi, ancak yıllar içinde Boruto serisiyle beraber buna yaklaşan birçok yeni kişi var oldu. Naruto’nun kendi oğlu Boruto Uzumaki’nin de böyle  olduğuna inanılıyor ve şu anda Chapter 9 itibariyle Two Blue Vortex’te Boruto yenilmez gibi görünüyor. Ancak soru şu: Tamam iyi hoş güçlüde, NARUTODAN DA MI GÜÇLÜ ?

 

Naruto'nun En Güçlü Hali

Prime Döneminde olan Naruto Uzumaki, savaşta kesinlikle durdurulamazdı. Naruto, Naruto serisi boyunca muazzam güçler elde etti. Kim ne derse desin özünde Naruto’nun yeteneklerinin ana kaynağı her zaman Kuyruklu Canavarı olan Kurama’ydı . Naruto’nun hikayenin başında Kurama üzerinde herhangi bir kontrolü yoktu ancak zaman geçtikçe Kurama üzerindeki kontrolü ve genel güç seviyesini arttırdı. Naruto element dönüşümleri öğrendi, kendi Jutsularını yarattı ve elbette Kurama olmadığı zaman onun için büyük bir değer haline gelen Bilge Modunu bile ustalıkla öğrendi. Dördüncü Büyük Ninja Savaşı sırasında Naruto, Kurama’nın gücünden yararlanmasa bile başarılı bir ninjaydı. Ancak sonunda Naruto, Kurama’nın kalbini kazandı ve ikisi çok iyi arkadaşlar oldu. Bu tam olarak Naruto’nun gerçek gücüne erişebildiği ve sınırsız bir çakra havuzuna erişebildiği zamandı.

ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ

Naruto savaş sırasında Kurama’nın yeteneklerinde ustalaşmaya devam etti ve bunu kusursuz bir şekilde başardığı gün gibi ortada. Bu, Naruto’yu şimdiye kadar yaşamış en güçlü ninjalardan biri haline getirse de, orada durmadı. Adam her zaman zirveyi zorladı. Naruto, Sage Mode ve Kurama’nın güçlerini birleştirmeyide başardı ve bunun sonucunda Jubito Jubidarra gibilere karşı bile savaşabileceği yüksek bir güç seviyesi ortaya çıktı. Bununla birlikte, bu düzeydeki güç onun Madara’ya karşı çıkması için yeterli değildi. Bu, Naruto’nun Altı Yolun Bilgesi Rikido Sennin’den tamamen farklı bir güç kazanmasını gerektiriyordu ve bu, Altı Yolun Bilge Moduydu. Bilge’nin çakrasının yarısını alan Naruto, savaşta Madara gibileri bile alt edebilecek ve Kaguya gibilerine karşı kendini savunabilecek kadar güç kazandı.

 

Bu adam KALPTEN Oynuyor KALPTEN

Yeni Nesil Anlayamaz....

Gelecek yıllarda Naruto’nun gücü muazzam bir şekilde arttı ve bu büyük ölçüde onun Kurama’nın ikinci yarısını da almasına bağlıydı. Bu yeterli değilse, hayranlar ayrıca Naruto’nun karşılık verebileceğini ve Momoshiki Otsutsuki’yi gücünün yarısıyla alt edebileceğini de göz önünde bulundurmalı. Tabii ki Naruto, Isshiki’ye karşı büyük mücadele verdi, ancak sonunda Baryon Modunun gücünden faydalandı ve bu da onu Isshiki’nin çok ötesinde bir seviyeye taşıdı ve onu Boruto’nun bugüne kadarki en güçlü karakteri haline getirdi. Bu güç seviyesi henüz hikayede görülmedi. Ancak bu yeteneğin tek ve mutlak dezavantajı geçici olması ve Kurama’nın kayıbıyla sonuçlanmasıydı, bu da Naruto’yu öngörülebilir gelecekte kalıcı olarak büyük ölçüde zayıflattı. Bu kadar büyük power up için yine o kadar büyük bir kayıp vermiş oldu Naruto Uzumaki…

Boruto'nun En Güçlü Hali

Boruto Uzumaki Her Geçen Gün Güçlenerek Devam Ediyor

Boruto Uzumaki, Naruto’nun aksine çocukluğundan beri bir dahiydi. Boruto birçok kişi tarafından bir dahi olarak görülüyordu (Benim için Sarışın Şımarık Veletin Tekiydi) ve hatta Akademi’deyken birçok doğa dönüşümünü öğrenmişti (Yıldırım,Su,Rüzgar). Bu, Boruto’nun babasından oldukça farklı olduğunun açık bir işaretiydi. Ancak özünde hâlâ tıpkı Naruto gibi ninjaların ruhunu taşıyordu. Sasuke tarafından eğitilen Boruto, çaylak bir ninja olarak büyük zirvelere ulaşmayı başardı. Elbette gücünün büyük bir kısmı, Momoshiki Otsutsuki tarafından kendisine bahşedilmemiş olan Karma’dan geliyor. Temel olarak Karma, bir Otsutsuki’nin bir kişiye kazıdığı şifrelenmiş yedekleme dosyasıdır. Yavaş yavaş Otsutsuki’nin genetik verileri çıkarılıyor ve damarları ele geçirmeye başlıyor ve vücudunu tamamen bir ootsukiye çeviriyor. Ardında Sonunda Otsutsuki yeniden doğar.

 

Boruto örneğinde Momoshiki tamamen yeniden doğamaz ve Boruto aslında bir Otsutsuki’dir.Yani serideki tek orjinal karmaya sahip olmasına rağmen normalin aksinde bir durum yaşamasından dolayı aslında biz okuyucular normali bilmiyoruz bile denebilir.Boruto’nun Momoshiki’nin tüm güçlerine erişimi var ve bunlara istediği zaman erişebilir. Bu, Boruto Uzumaki’yi oldukça güçlü bir birey haline getiriyor. Kesinlikle hepsi bu da değil. Boruto’nun en başından beri Otsutsuki ile bağları olduğu biliniyor ve bu Toneri Otsutsuki tarafından da dile getirildi animede. Bu yeterli değilse, hayranlar Boruto’nun zaman zaman Byakugan’a benzer bir göze sahip olduğu ve diğer durumlarda bu göze en azından animede Jougan adı verildiği gerçeğini de göz önünde bulundurmalıdır. (Jougan Manga Canon değildir…)Güçleri bugüne kadar bilinmiyor. Ancak hayranlara büyük olasılıkla bu konu hakkında daha sonra daha fazla bilgi verilecektir.

Bu lavukta ARADA Sırada iyi çocuk ARADA Sırada

Onunda yaşadıkları zor şimdi

Boruto’nun zaman atlamasında, Sasuke Uchiha’dan eğitim aldığı ve Sasuke’nin sahip olduğu her yeteneği öğrendiği biliniyor. Yine de bu onu Sasuke ile aynı seviyeye getirmiyor çünkü Boruto bu tekniklerin yalnızca temel seviyelerini öğrenmişti. Hala bunlara hakim olması gerekiyor. Bunun dışında Boruto, Uzuhiko gibi diğer inanılmaz teknikleri de öğrenmiştir ve tabii ki genel güç seviyesi, Otsutsuki seviyesindeki ninjalarla bile çatışabilecek ve Code gibileri kolayca alt edebilecek kadar yüksektir.(Code da harcandı gibi seride)

Boruto güç açısından büyük ilerleme kaydetti ve savaşta Code gibi bireyleri yenmek için Karma’ya güvenmesine bile gerek kalmayacağı bir seviyeye ulaşmayı başardı. Bu da Boruto’yu güç açısından sıralamada oldukça yukarılara yerleştiriyor. 

Boruto, Naruto'dan Daha Güçlü mü?

Henüz değil ama her geçen gün biraz daha yaklaşıyor. Babasının ayak izlerini emin adımlara takip ettiğini söylebilirim.

Şu anda Boruto, Naruto serisinde gelmiş geçmiş tarih boyunca ortaya çıkan en güçlü bireylerden biri . Ancak Naruto Uzumaki ile karşılaştırıldığında hayranların gördüğü Hokage’nin Baryon Modu versiyonundan hala daha zayıf olması gerekir. Naruto Uzumaki’nin Baryon Modu versiyonu kesinlikle durdurulamazdı ve Boruto’yu birkaç yumrukta bitirebilirdi çünkü çakrasını tıraş edebilir ve ömrünü etkili bir şekilde kısaltabilirdi. Naruto Uzumaki, savaşın hemen hemen her alanında, konu Baryon Modu olduğunda öne çıkıyorki sadece bu da değil Naruto’nun savaş tecrübesinin yanına bile yaklaşamaz özünde Boruto. Ancak Baryon Modu olmadan Boruto ve Naruto arasındaki savaşın son derece eşit olması muhtemeldir. Aslında Naruto’nun Baryon Modu’nu kullanmaması durumunda Boruto Uzumaki’nin ona karşı savaşta galip gelebileceğini söylemek abartılı bile olmayabilir. Tabii seride Naruto Uzumaki’yi daha da yükseltecek bir retcon olmadığı sürece ki UMARIM OLUR .

 
 

Ne olursa olsun, hayranların bildiği şey, bu iki kişinin de inanılmaz derecede güçlü olduğu ve Naruto’nun da Boruto’nun yıllar içinde gösterdiği büyümeden gurur duyacağıdır. Yeni nesil ninjalar neredeyse her zaman bir öncekini geride bırakıyor ve Boruto’nun babasını geçmesi hayranlar için sürpriz olmamalı. Kurt kocayınca köpeğin maskarası olurmuş mantığında Naruto Uzumakide sahip olduğu tahtı bir gün birine devretmek zorunda kaldıda denebilir…

Eğer beğendiyseniz bize destek olabilirsiniz...

Naruto’yu Savaşta Yok Edebilecek 6 Jutsu

Naruto'yu Savaşta Yok Edebilecek 6 Jutsu

Aşağıdaki jutsular bir savaşta Naruto Uzumaki’yi kolayca yenebilir.

Tüm shonen serileri arasında Naruto , hikayesi ve aksiyonuyla gerçekten ön plana çıkıyor özelliklede genç erkek çocukları arasında. Naruto ana karakter olarak bizlere hizmet ederken, dostluğun ve asla pes etmemenin önemini bize yansıtıyor. Dizi başladığında pek yetenekli olmayan ümitsiz bir vakaydı ama sonunda 7. Hokage oldu ve tarihin en güçlü ninjalarından biri oldu.

Hayranlar seri boyunca düzinelerce farklı jutsu gördü ve ister ninjutsu, ister genjutsu, ister taijutsu  olsun, hepsi savaşta etkiliydi. Naruto mükemmel bir Jinchuriki’ydi ve Dokuz Kuyruklu Tilki Kurama’nın çakrasını kullanabiliyordu ve Bilge Modunda da kısa bir sürede ustalaştı.Yani demem o ki  pek çok jutsu bizim Narutoyu deviremez ama tabiki de her firavunun bir musası olduğu gibi Naruto’nunda  işini kolaylıkla halledebilecek birkaç tane jutsu var.

 

6.Kavurma Stili: Süper Buharlı Öldürme

Saklı Kum Köyü, Pakura’yı bir kahraman olarak görüyordu ve o son derece yetenekli bir ninjaydı, hatta  öyle ki bence seride daha fazla görememiz çok yazık oldu hele ki seride ki güçlü kadın karakter eksikliği için birebir çözüm olabilirdi, Allah’ tan Kabuto onu Dördüncü Büyük Ninja Savaşı sırasında dirilttide onu izleme şansını elde ettik. Pakura’yı bu kadar ölümcül yapan şey, birini tek darbeyle öldürebilme yeteneğine sahip olan Scorch Release kekkei genkai’ydi.

Küçük güneşlere benzeyen alevli küreler yaratmasını gerektiren bir jutsu olan Scorch Style: Super Steam Kill’i kullanmasına izin verdi. Eğer bu kürelerden biri Naruto’ya çarpacak olursa vücudundaki tüm nem anında buharlaşacak ve onu cansız, mumyalanmış bir durumda bırakacaktı ki bu onu ölümle burun buruna getirirdi.

 

5.Hidan'ın Laneti

Hidan, konu jutsu olduğunda kesinlikle en yetenekli Akatsuki üyesi olmayabilir ama yine de beni izlerken en çok korkutan ve en tehlikelilerindendi. Jashin inancının sadık bir takipçisiydi ve kendisini ölümsüz bir insan vudu bebeğine dönüştürmek için bu inancın yasak tekniklerini kullandı.

 

Vudu bebeği lanetinin işe yaraması için Naruto’yu kesip kanının bir kısmını yutması ve ardından yere yerleştirilen Jashin sembolüne adım atması yeterli olur açıkçası. Bu teknik seride Asuma’nın ölümüyle sonuçlandı ve Naruto üzerinde de işe yarayacaktır. Hidan’ın tek yapması gereken kendi kalbini bıçaklamak ve bu Naruto’yu öldürmek için yeterli olucaktır.

 
 

4.Toz Tahliyesi: İlkel Dünya Tekniğinin Ayrılması

Ohnoki, onlarca yıl Saklı Taş Köyünün 3. Tsuchikage’si olarak hizmet etti ve bu unvanı elinde tuttu çünkü başka hiçbir ninja onun bu  gücüne ulaşamazdı. Üç boyutlu nesneler yaratmasına olanak tanıyan son derece nadir bir doğa dönüşümü olan Dust Release’ı kullanabildi.

Bu nesneler bir rakibe ateşlendiğinde inanılmaz derecede hızlı hareket ederler ve hedeflerine ulaştıklarında hızla genişlerler. Genişletilmiş nesnenin içine sıkışan herkes atomlarına parçalanır ve Naruto’nun vücudu bile böyle bir etkiye dayanamaz.

 

3.Indra'nın Oku

Serinin Son savaşı sırasında Sasuke, Naruto’ya karşı yeni bir jutsu kullandı ve bu, onun açık ara en büyük başarılarından biriydi çünkü bu teknik muazam derecede güçlü olmasının yanı sıra inanılmaz bir chakra yönetiminin ispatıydı. Bu tekniğe Indra’nın Oku denir ve onu kullanabilmek için Sasuke’nin Tam Vücut Susanoo’sunu kullanması gerekir, ancak 9 Kuyruklu Canavarlardan da çakrayı emmesi gerekirki bu aslında bu tekniği bir daha göremememizin asıl sebeplerinden biridir.

Bu, Sasuke’nin kesinlikle en güçlü jutsu’suydu ve Naruto, yalnızca onu en güçlü jutsu’suyla karşılık verebildiği için hayatta kalabildi. Artık Naruto Dokuz Kuyruklu olmadığına göre, Kuyruklu Canavarların 8’inden alınan çakrayla manzaraları haritadan yok edebilen Indra’nın Oku’nu engelleyemezki son savaş sırasında yeterince chakrası olmasaydıda bu tekniği engelleyemezdi.

2.Kotoamatsukami

Shisui, neslinin en yetenekli Uchiha’sı olarak kabul edildi ve Mangekyo Sharingan’ını çok gençken uyandırdı. Mangekyo’su güçlü bir hücum jutsusu sunmuyordu ancak hâlâ serideki en güçlü genjutsulardan biri olan Kotoamatsukami’ye erişim kazandı .

Bu jutsu, hedefini ince bir zihin kontrolü biçimine sokar. Hedefi, kendi özgür iradesiyle belirli eylemleri gerçekleştirdiklerine inanacak kadar, sahte deneyimlere sorunsuz bir şekilde inanmaya zorlar. Eğer isteseydi Shisui, Naruto’nun kendi hayatını “isteyerek” kaybetmesini sağlayabilirdi.

1.Sekiz Kapı Tekniği

Bu teknik nerdeyse ustalaşması imkansız bir teknik ama Might Guy taijutsu konusunda uzmanlaştı ve Sekiz Kapının tamamını açabilecek kadar kendini kan ter ve göz yaşı ile eğitti . Sekiz Kapının tamamının açılması, kullanıcıya Beş Kage’nin toplam gücünü aşan bir güç verir, ancak bunun ciddi bir maliyeti vardır çünkü kullanıcı kısa bir süre sonra ölecektir.

Madara, 10 Kuyruklu Jinchuriki iken temelde bir tanrıydı ve Guy, Sekiz Kapının tamamını onun üzerinde kullandığında neredeyse onu öldürüyordu (Ana karakter olsaydı öldürürebilirdide kimse buna itiraz etmezdi izleyicilerden). Madara, Naruto’nun bile sahip olmadığı aşırı ve hızlı insanüstü iyileşmeye sahip olduğu için hayatta kaldı.

Umarım blog yazımı beğenmişsinizdir 🙂 Eğer sizin aklınıza Narutoyu Yenebilcek başka jutsular veya teknikler geliyorsa aşağıdaki yorumlar kısmına yazarsanız sevinirim...
Hidayet O.
Blog Yazarı